26 Aralık 2011 Pazartesi

milli piyango

40.000.000 TL olmasa da aldığım biletlerin hepsinin çeyrek olmasından kelli 10.000.000 TL kazanma ihtimalim var.



Yapacaklarım aşağıda sıralıdır:

1- Pazartesi işe gelip istifa etmek:

Gerçi yerine birini bulana kadar dur derlerse ne yapacağım bilmiyorum. İyi insanlar sonuçta. Verilmiş sözler var. Kimseyi yüz üstü bırakıp gitmek olmaz. En azından kendime yakıştıramam. Ne bileyim belki 2 hafta kal diyecekler.


2- Hindistan'a giderek dünya turuna başlamak:

Hazır vizem var. Dünya'yı gezme planım da var. Gider bir ay kadar kalırım oralarda. Gerçi tamamen vizenin parasını şirket vermiş durumda ama olsun. Küçük hesapların adamıyım galiba. Geri döndüğümde ilk nereye giderim acaba? Avrupa mı? Amerika mı? Peki kiminle giderim? (hınzır similey) Bütün dünyayı dolaşmalı. En çok merak ettiğim yer Kanada. Huzur arıyorum galiba. Göl kenarında bir ev mi alsam ki oralardan? Param yeter mi ki? (yeter tabi lan) Dünyayı dolanırken sıfırı tüketir miyim acaba? Gelip iş aramayalım sonra? Aynı insan kaynakları ile bir tur daha görüşülemez. O kadar laf ettik arkalarından. Okuyan çıkmış mıdır acaba beni?

3- Ayrı eve çıkma süreci:

Kesinlikle İstanbul'da bir ev alırım kendime. Bir tane de Ankara'da. Bizimkiler kesin karışır. "Aman oğlum ne gerek var eve?" " Aç mısın açıkta mısın?" İlk soru bu olur. Evet değilim. İçini düzenleme süreci olur mutlaka. Bir yatak alırım. Bir de tv. En başta yeter.Daha ne olsun. Sonra bakarız bir ara. O değilde öğrenci evini özlüyorum ara ara.


4- Hediye alma faslı:

Sevdiğim insanlara hediye alma süreci. Fazla bir akrabam yoktur. İhtiyaçları da fazla yoktur. Ne bileyim kuzen'e iş kurarım bir tane. Kuzen'in çocuğuna güzel bir oyuncak misal. Diğerlerini yemeğe çıkarırım. En salak olanına bir yudum su yok. Nasıl karıştıysa aileye? Arkadaşların isteklerini de yerine getirmeli. Araba isteyen çıkar. Ev isteyen çıkar mı? Yoksa herkes vay şansa bak deyip hayatına devam mı eder? Borç isteyen çıkar mı acaba? Anne ve babaya alınmalı hediyeler asıl. Gönlü zengin onların. Sevgiliye hediyeler alınmalı. En güzellerinden. Pırlanta sözüm var çok zengin olunca. Söz verdik mi yerine getirilmeli. Söz uçar yazı kalır denmemeli.



5- Alış-Veriş faslı:

Kendine hediye alma süreci de denebilir. Kıyafet almama süreci. Üzerimdekiler yeter bir 15 yıl boyunca. Elektronik olabilir biraz. Belki biraz fazladan alırım oyun vs. gibi şeyleri. Eğlenmeli. Telefon almam lazım bir ara. 7. senesi biraz kafayı yemeye başladı hafiften.

 (böyle bir don alacağım kendime)

6- Blog'u gezi bloguna dönüştürme süreci:

O kadar geziyoruz. Fotoğrata çekeriz. Yazı da yazarız. Blog'u değiştirmeli hafiften. Okuyan birileri var bu arada. Selam olsun bizden Ankara'ya. İlk okurum olarak kendisine şilt vereceğim. Unutursam lütfen hatırlatınız.